İzmir 2 No’lu F Tipi Cezaevi’ne sevk edilen Beylikdüzü’nün seçilmiş Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın avukatı Melih Koçhan, Sözcü TV canlı yayınına konuk olarak son süreci aktardı. İki kez kanseri yenen Başkan Çalık’ın sağlık geçmişini hatırlatan Koçhan, tutuklandığı tarihten bu yana kendisinin 15 kilo verdiğini ve tutukluluğunun devamının hayati risk oluşturacak boyutta olduğunu ifade etti.
Beylikdüzü’nün seçilmiş Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın avukatı Melih Koçhan, Sözcü TV’de Senem Toluay Ilgaz’ın canlı yayın konuğu oldu. Koçhan, 23 Mart 2025 tarihinden bu yana tutuklu bulunan Başkan Çalık’ın ciddi sağlık sorunları ve bu kapsamda 17 Haziran’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na sundukları sağlık gerekçeli tahliye talebine ilişkin kamuoyunu bilgilendirdi.
Tutukluluğu boyunca 15 kilo verdi
Başkan Çalık ile en son 17 Haziran’da görüştüklerini ve kendisinde ciddi bir kilo kaybı gözlemlediklerini belirten Koçhan, “4 Haziran’dan bugüne kadar başkanı gözlemlediğimizde ciddi bir kilo kaybı, ciddi bir moral kaybı söz konusu ve geçmişte yaşamış olduğu hastalıklar bizi ister istemez tedirgin ediyor. Yani bugün geldiğimiz noktada artık hukuku bir kenara bıraktık, bir insani çağrı boyutuna geçmek zorunda kaldık. Dün kendisiyle konuştuğumda tutuklandığında 105 kilo civarında bir kilosu olduğunu, şu anda 90 kiloya kadar düştüğünü belirtti. Bu hem bizi hem de ailesine ister istemez tedirgin ediyor. Buna ilişkin de başvurumuzu yaptık” ifadelerini kullandı.
“Askerliğe uygun olmayan bir şahsın tutukluluğuna karar verildi”
İki kez kanser atlatan Başkan Çalık’ın sağlık geçmişini kamuoyu ile paylaşmadıklarını fakat artık durumun ciddiyetini koruduğunu belirten Koçhan , “Biz ilk günden beri sağlıkla alakalı boyutu hep arka planda tuttuk. Neden? Çünkü başkan çok fazla sağlığını ön plana çıkartılmasını istemedi. Kimse bu süreci bilmiyordu. İlk itirazımızı yaptığımızda 1999 ve 2006 yıllarında geçirmiş olduğu hastalıklarıyla alakalı bütün raporları dosyamıza sunmuştuk. Bu süreçte yaklaşık üç defa tutukluluk incelemesi oldu ancak bunlar göz ardı edildi. Burada asıl İzmir’e sevkinden sonra gözlemlediğimiz sağlık sorunları bizi tedirgin edince ister istemez direkt savcılığa başvurmak zorunda kaldık. Ve dün başvurumuzu gerçekleştirdik. Dün de 2002 yılında askerlik başvurusu yaptığında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından askerliğe uygun olmadığına dair bir belge verildi. Bugün 2002 tarihinde askerliğe uygun olmayan bir şahsın tutukluluğuna karar verildi ki o dönemde lenfoma teşhisi daha konulmamıştı. Bunları da dosyalarımıza sunmuş olduk. Bu doğrultuda artık savcılığın, bu çağrımızı, bu başvurularımızı dikkate almasını talep ettik” dedi.
“Artık dönüşü olmayacak bir boyuta girebiliriz ve bu çok büyük bir tehlike”
Koçhan, “Uzun zamandır bir hastalık nüksetmedi. Bu süreçte hematolog hocalarımızla görüştük. Geçmişte tedavisini gerçekleştiren hocalarımızla görüştük. Bu hastalığın nüksetmesi durumunda artık dönüşü olmayacak bir boyuta girebiliriz ve bu çok büyük bir tehlike. Henüz soruşturması tamamlanmış bir dosyadan bahsediyoruz. Bunun dışında adli kontrol hükümleri verilebilir ve sağlığı daha yakından takip edilebilir. Biz birkaç tane bilimsel makale çıkardık. Bu makalelerde söz konusu cezaevi şartlarının uygun olmadığı ve bağışıklık sisteminin çökmesi durumunda artık bunun dönüşü olmayacağını gösteriyor. Çünkü 1999 yılında, 27-28 yaşındaki bir kişiden, bugün ise 53 yaşındaki bir kişiden bahsediyoruz. O günkü bağışıklıkla bugünkü bağışıklık bir değil. Onun için dönülmez bir yola girmeden önce tahliye talebimizin değerlendirilmesini talep ediyoruz. Savunma avukatlarının İstanbul’da olduğu bir yerde müvekkilimiz İzmir Cezaevi’nde yatıyor. Yani ani bir durumda müvekkilimizle görüşmek istesek yaklaşık 600 kilometre yol gidip müvekkilimize durumu izah etmemiz gerekiyor. 7 saat boyunca elleri kelepçeli İzmir’e sevk ediliyor. Ya bu insanlar seçilmiş insanlar, bu zulmü yapmaya gerek yok. Somut herhangi bir şey şu anda olmamasına rağmen maalesef cezalandırılıyoruz. Dediğim gibi bu insani bir çağrı. Bunun göz önüne alınacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.